Sağlık Bakanı Koca: “Şehir Hastaneleriyle İlgili Herhangi Bir Garanti Söz Konusu Değildir, Garanti Olarak Ödenen Tek Bedel Kira Bedelidir”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Ankara’da Covid-19 hastalarının yüzde 63’ü şehir hastanesinde tedavi edildiğini” söyledi. Koca, “Şehir hastanesi olmasaydı Ankara’da neler yaşanırdı? Şehir hastanelerinde ne hasta sayısında ne yatak doluluk oranında ne yoğun bakım doluluk oranında ne ameliyat sayısı ile ilgili herhangi bir garanti söz konusu değildir. Yatak doluluk oranı dahil olmak üzere. Şehir hastanelerinde garanti olarak ödenen tek bedel, kira bedelidir” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bugün Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın 2023 bütçeleri görüşüldü. Görüşmenin akabinde milletvekillerin sorularını cevaplayan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca şunları söyledi:

27 BİN KONTRATLI DOKTORUN 15 OCAK’TA ATAYACAĞIZ

Randevulu olsun veya olmasın günlük yaklaşık 1.2 milyon hastamız hastanemizden hizmet almaktadır. 1 milyon 200 bin toplam bakılan hastanın 550 bini MHRS’den, 650 bini ise randevu almadan, gelerek olmaktadır.

Sözleşmeli doktor takımlarını yaygınlaştırıyoruz. Böylelikle meşakkat çektiğimiz yerlerde doktor istihdamına teşvik ediyoruz. Yani 27 bin kontratlı tabibe de bu periyotta en geç Ocak 15’e kadar da bu 27 bin kontratlı tabibin açıktan atamalarını da yapıyor olacağız. Hasta yoğunluğunun fazla olduğu hastanelerimizde mesai sonrası çalışmayı özendirecek çalışmalar yapıyoruz

“HASTANELERDE MESAİ SONRASI ÇALIŞMAYI ÖZENDİRECEK ÇALIŞMALAR YAPTIK”

Randevu aldığı halde gelmeyen hastalardan kalan boşlukları doldurmaya çalışıyoruz. 4 şahıstan biri randevusuna gelemiyor. 4 şahıstan biri randevusuna gelmiş olsa yahut boş bırakılmış olsa sorun büyük bir oranda zati çözülmüş olacak.

Hasta yoğunluğunun fazla olduğu hastanelerimizde mesai sonrası çalışmayı özendirecek çalışmalar yaptık. Mağduriyet oluşmaması için branş bazında dinamik bir formda yönetmeye çalışıyoruz. Sorunun farkındayız. Tahlili adım adım uyguluyoruz yakında bu türlü bir gündemimiz olmayacak.”

“ŞEHİR HASTANELERİNDE GARANTİ OLARAK ÖDENENE TEK BEDEL KİRA BEDELİDİR”

Ankara’da Covid-19 hastalarının yüzde 63’ü şehir hastanesinde tedavi edildiğini söyleyen Bakan Koca, “Şehir hastanesi olmasaydı Ankara’da neler yaşanırdı? Üzerine basa basa söylüyorum. Kent hastanelerinde ne hasta sayısında ne yatak doluluk oranında ne ağır bakım doluluk oranında ne ameliyat sayısı ile ilgili rastgele bir garanti kelam konusu değildir. Yatak doluluk oranı dahil olmak üzere. Kent hastanelerinde garanti olarak ödenen tek bedel kira bedelidir. Kent hastanelerinin bunun dışında aldığı kovıd-19 hizmet bedeli var. Bu hizmet bedelleri yemek, güvenlik, laboratuvar, görüntüleme üzere 19 hizmet bedelinden bahsediyoruz. Bunlar da ölçüye bağlı hizmet bedeli. Bunların da müddeti 25 yıl değil, 5 yıl” diye konuştu.

Miktara bağlı hizmetlerde eşik bedelin tespit edildiğini söyleyen Bakan Koca, Eşik paha görüntüleme ve laboratuvar hizmetleri için Sıhhat Uygulama Tebliği’nin fiyatları uygulanıyor. Benim de beğenmediğim, üniversiteler için çok düşük olduğunu söylediğiniz Sağlık Uygulama Tebliği rakamları ile ihale yapılıyor. MR’dan bahsedelim. MR’ın Sıhhat Uygulama Bildirimi (SUT) fiyatı ne kadar? 115,07. Biz daha fazla indirim alabilmek için bir eşik kıymetin üzerinde ola ki daha fazla talep olursa biz daha fazla indirim isteriz denilerek belirlenen eşik bedele kadar yüzde 40 indirimle alıyoruz. Kaç lirayla? 62.76 lira. O eşik kıymetin üzerine çıktığında bir yüzde 40 indirim daha alıyoruz. Kaç lira? 37.65 lira. 37 lira ile MR çekiliyor” tabirlerini kullandı.

Bakan Koca, kent hastanelerine 2019 yılında yapılan kanun değişikliği ile taban ve tavan uygulaması getirildiğini hatırlatarak, ‘Belki hiç farkında olmadınız o kanun geçerken. Kent hastanelerinin uzun periyotta oluşacak mali riski bu kanun ile minilimize edildi. O kanun çıkarken var olan kontrattaki kira bedelinin üzerinde olmamak kaydıyla çıkmıştı. Yani altında yapabiliyorsanız yapın fakat mukavele sayının üzerinde olmasın diye çıkmıştı. Bu sayede belirlenen taban pahasında fazla bir bedel ödemeyeceğimiz kanunla müdafaa altına alınmıştı” diye konuştu.

“KAPATILDI DENİLEN HASTANELER YATIRIMA ALINDI, PROJEYE ALINDI”

“Şehir hastanelerinde hasta garantisi olmasına karşın hastaneleri neden kapatmıyoruz?” diye sorusunu soran Bakan Koca, şöyle devam etti:

“Bu hastanelerde yenilenmesi gerekenleri de yeniliyoruz. Yatırım planına alındı. Mevcut hastanelerimizi yeniliyoruz. Biraz insaf. Burada birinci kez söylüyorum. Dışkapı Hastanesinin yenilenmiş halinde yatak kapasitesi 600. Onkoloji Hastanesi’nin yatak kapasitesi 600. Ek bunlar. Sami Ulus Hastanemizin de 300 yatak kapasitesi ile etüt projelerine başlandı. En geç 6 ay içinde ihaleleri yapılacak. Ankara Beştepe Devlet Hastanesi devam edecek. Ulucanlar Göz Eğitim Araştırma Hastanesi de o kimliği ile devam edecek. Onun da takımını güçlendirmeye devam edeceğiz. (Kapatıldı denilen hastaneler) Yatırıma alındı, etüt projeye başlandı. En geç 6 ay içinde Dışkapı yıkım gerektiği için yıkılarak yapılacak. Onkoloji, yıkılmadan 600 yatak ek ile yapılacak. Sami Ulus da 300 yatak ek ile yine inşa edilecek. En geç 6 ay içinde.”

YÖNETMELİĞİN TEMEL AMACI MUAYENELERİ SINIRLAMAK DEĞİL, HASTA GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK

Muayenehane kısıtlaması üzerine yöneltilen soruları cevaplayan Bakan Koca şöyle devam etti:

“Muayenehane kısıtlanması ekim ayında yürürlüğe konan yönetmelik değişikliğimizin yankıları çok fazla oldu. Yönetmeliğin temel emeli, muayenehaneleri sınırlamak değil, hasta güvenliğini sağlamak ve özel hastanelerin planlama dışına çıkmasını engellemektir. Biz muayenehaneleri sınırlamaya yönelik bir yönetmelik yayınlamadık. O denli bir niyetimiz de yok. O denli bir niyetimiz olsaydı yalnızca cerrahlara yönelik özel hastaneleri kullananlara yönelik yapmazdık. Dahili branşlarla ilgili rastgele bir uygulamamız yok bu manada. Yalnızca özel hastaneler yönetmeliğinde yapıyoruz. Bizim gördüğümüz özel hastanelerin bilhassa şu süreçte kendilerine yönelik planlamayı delmek üzere muayenehaneciliği kullanmalarıdır.

Benim daha evvel kurucusu olduğum hastane ilgili bir yönetmelik olduğu söylendi. Kendi takımları ile hizmet etmeyi prensip edindiklerinden emin olun. Asla dışarıdan tabibin üzerinde oluşmuş yapılar olmadığını bilin. Muayenehane tabiplerinin vakıf üniversite hastanelerini kullanmalarına müsaade vermeyeceğiz ve kelam konusu olmayacak.

“SMA KONUSU ÖDEME KONUSU DEĞİLDİR”

Son derece hassas bir husustan bahsediyoruz. Sözlerimizi seçerek, titizlikle kullanmak zorundayız. Öncelikle SMA konusu katiyetle bir ödeme sorunu değildir. Binden fazla SMA hastamız var ve tedavilerini, aktifliğini ispat etmiş ilaç masraflarının tamamını devletimiz karşılayacak halde kullanıyoruz. Bunun mali bir husus olmadığı şu örnekle izah edilebilir: Türkiye’de toplam 250 hastası olan başka iki nadir hastalıkta kullanılan, sadece iki enzim türü için yıllık SMA hastaları için ödenen toplam miktarın iki katı ödeme yapıyoruz. 60 milyon avro SMA için, 120 milyon avro iki enzim için ödüyoruz. 250 hasta için. Sorun nerede?

Zolgensma isimli gen tedavisinin ödeme kapsamında olmaması… Bahse konu tedavinin etkinliğini SMA Bilim Kurulu’muz kıymetlendiriyor. Bu bilim konseyi; fakültelerimizin ve alanda bilhassa hastaları tedavi eden hocalarımızdan oluşan bir bilim şurası. Bakanlık karar vermiyor. SMA Bilim Heyetimiz, SMA hastası çocuklarımızın tedavisini üstlenen bilim insanlarından oluşuyor. SMA Bilim Konseyi, tedavinin aktifliği ile ilgili kâfi ispat olmadığı gerekçesiyle şimdilik uygulamaya alınmasının bir gereklilik olmadığını tabir etti. Kaldı ki üretici, belirtisi olmayan hastalara bu tedavilerin uygulanmasını zati önermiyor. Üreticinin kendisi belirtisi olmayan hastalara önermiyor.”