2013 yılında sosyal medya hesaplarından yaptığı iddia edilen paylaşımlar nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gibi hatalardan yargılanan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın yargılanmasına devam edildi.
İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tarafların avukatları hazır bulunurken, Belediye Başkanı Halil Arda katılmadı.
Halil Arda’nın avukatı, resmi seyahat nedeniyle yurt dışında bulunan Arda’nın bir sonraki duruşmada son savunmasını yapmak istediğini belirterek, duruşmanın ertelenmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Gülşen Gezici ise sanığın daha önce savunmasını yaptığını ve karar çıkacağını bildiği halde yurt dışı gezisine katıldığını iddia etti. söz konusu.
Cumhuriyet savcısı, sanıkların son savunmaları alındıktan sonra karar verilmesini istedi.
Hakim, Arda’nın esasa ilişkin savunmasını bizzat yapması talebinin kabul edildiğini belirterek duruşmayı 5 Ocak’a erteledi.
dava süreci
2020 yılında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gezi Parkı odaklı olayların yaşandığı 2013 yılında Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’ya ait olduğu iddia edilen sosyal medya hesapları ve hakkında hakaret içeren paylaşımlar yapıldığı teziyle soruşturma başlatılmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Arda, “Cumhurbaşkanına hakaret”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “halkın bir bölümünü sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılıkları nedeniyle alenen aşağılamak”, “dini değerleri alenen aşağılamak” ile suçlandı. halkın bir kesimi tarafından benimsenmiştir” ve “Suç ve suçluları vaaz etme”. “övme” kabahatlerini işlediği teziyle dava açıldı.
Davanın ilk duruşmasında Halil Arda suçlamaları kabul etmedi ve kendisine iftira atıldığını iddia etti.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, Arda’nın “Cumhurbaşkanına hakaret” kabahatini “zincirleme suç” oluşturacak şekilde işlediğini belirterek, sanığın 1 yıl 5 ay 15 gün 8 yıl işlediğini belirtti. Türk Ceza Kanunu’nun 299/1-2 ve 43. maddeleri uyarınca. 2 aya kadar hapis cezası verilmesini istedi.
İddia makamı, sanığın seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılmasını içeren Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin de uygulanmasını talep etti.
